Hangi durumda işten ayrılmalıyız, İşinizden ayrılmanın zamanı geldi mi?

İşiniz ve kariyeriniz sizin için bir kabusa dönüştüğünde ne yapmalısınız? Kristal kürenizde kendiniz için büyük fırsat görüyorsunuz. Ya da iki kat maaşla rüyanızdaki iş size teklif edildi.

Ne var ki işinizden ayrılmak için doğru zamanı bulmak her zaman göründüğü kadar kolay olmayabilir. Kimi zaman ise size “masanı topla, yeni iş aramanın tam vakti” diye haykıran bir sürü işaret görürsünüz. Diğer zamanlarda, işaretler bu kadar kesin olmayabilir. İşaretlerin farkına varmayı ve onlara uygun cevaplar vermeyi öğrenmelisiniz.

Şirkette Problemler Olduğunda:

Eğer şirketiniz sizin için bir hücreye dönüşüyorsa ayrılmanın zamanı gelmiş demektir. Bölgesel ekonomi, iş alanında daralma, şirketin el değiştirmesi, kemer sıkma politikaları (şirket giderlerinde sıkı denetim) sizi işsiz bırakabilecek firmanızdaki değişikleri önceden gösterebilir. Kaçınılmazı beklemektense hazırlanmak daha önemli ve doğru olandır. Çok geç olmadan, özgeçmişinizi alın ve güncelleştirmeye başlayın.

Yanlış Yerdeyseniz:

Değişiklik için bir diğer sebep ise “yanlış iş”te olmanızdır. Bu bir anlamda, kare bir parçayı yuvarlak deliğe sokmaya çalışmak gibidir.

Patronunuz işini, evrak çantasından daha öteye götüremiyorsa, çalışma arkadaşlarınız rahatsız edici davranıyor ve projelerinizi sabote etmeye çalışıyorsa ve hatta bir tanesi cinsel tacizle suçlanıyorsa beklemek için fazla bir sebep yoktur.

İşinizden Bıktıysanız:

Şirketinizin ekonomisi kötüye giderken ya da şirketiniz diğer bir şirketle zorlu bir birleşme dönemi yaşarken işten ayrılmak isteyebilirsiniz. Ancak iş değişikliği için en iyi sebep, artık yaptığınız işi sevmiyor olmanızdır.

Bu durumun belirtilerini anlayabilirsiniz. Patronunuz maaşınızı ve ikramiyenizi arttırdığı ve tatil sürenizi iki katına çıkardığı halde hâlâ kendinizi mutsuz ve işe gitme konusunda isteksiz hissediyorsanız ayrılma zamanı geldi demektir. Sabahları midenizde bir ağrı ve içinizde “lütfen beni oraya gönderme” sesiyle uyanıyorsanız daha fazla beklemeyin. İçinizdeki sesi dinleyin ve bir değişiklik yapın.

Bitkinlikten Şikayetçiyseniz:

“Bitkinlik” özel bir terim değildir. Psikologlar tarafından, “etrafınızdaki her şeye karşı ilgisizlik ve bütün hayatınızı etkileyen stres yükü” olarak tanımlanmaktadır. Belirtileri ise problem çözmede yetersizlik, duygusal duyarsızlık, sürekli yorgunluk, düşük verim, enerji eksikliği ve cansızlıktır.

Kimi zaman bitkinliğin çözümü basittir: deniz kenarında iki haftalık tatil, kocaman bir dondurma, meditasyon, yoga, egzersiz, köpük banyosu ya da fiziksel ve zihinsel olarak hafta sonları iş yerinden uzak durma, vb. Eğer bunlar işe yaramıyorsa problemin sebebini bulmak için bir danışmana ya da terapiste başvurmanın zamanı gelmiş demektir.

Çocuklarınız ve ailenizle olan ilişkileriniz de dahil olmak üzere, hayatınızın bütün yönleriyle değerlendirilmesi problemin özünün açığa çıkmasında yararlı olacaktır. Eğer her şey yolundaysa, bir deprem ya da sel felaketi evinizi yok etmemişse demek ki sorununuz işiniz.

Belirtilerinizin sebebini bulmak, dikkatli bir düşünme ve değerlendirme süreci gerektirecektir. Eğer izleri işinize kadar takip ederseniz neyin soruna yol açtığını belirler ve gerekli değişikleri yapmaya çalışırsınız. Yapmayı sevdiklerinizin ve sevmediklerinizin bir listesini çıkarmak size yardımcı olacaktır. Ayrıca bu liste size danışmanınızla iş yerindeki sorumluluklarınız ve rolünüzle ilgili değişiklikler hakkında konuşurken kullanabileceğiniz bilgileri de sağlayacaktır.