“Sorumluluk duygusu yüksek okullar ev sahibi aileleri seçerken ince eleyip sık dokurlar ve bazı ulusal dil okulu birlikleri, ev sahibi ailelerin dikkatlice incelemesi de dahil olmak üzere kendi rehberlik ilkelerine sahiptirler.”
Aile yanında konaklama popülerliğini sürdürüyor, fakat bu tarz konaklama biçiminin kalitesi ve alacağınız verim yine de bir şans işi olabilir. En kötüsü, son zamanlarda İngiltere’de gündeme geldiği gibi, potansiyel olarak bir seks suçu tehdidine maruz kalarak öğrencilerin güvenliğinin tehlike altına girmesidir.
Sorumluluk duygusu yüksek okullar ev sahibi aileleri seçerken ince eleyip sık dokuyorlar ve bazı ulusal dil okulu birlikleri, potansiyel ev sahibi ailelerin dikkatlice incelemesi de dahil olmak üzere kendi rehberlik ilkelerine sahipler.
Bununla birlikte, ABD, Kanada, İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda da dahil olmak üzere popüler dil seyahati yapılan ülkelerin çoğunda, dil öğrenimin bu yönünü düzenleyen resmi kurallar mevcut değildir.
Dil okullarının tamamı harici bir düzenlemenin faydalı olabileceğine inanmıyor. Birçoğu, konunun her okulun kendi yapısı içinde ele alınması gerektiğine inanıyor. Resmi düzenlemenin sadece bürokrasi anlamına geleceğini savunuyorlar.
Bununla birlikte, Kanada’da 1996’da Kanada Konuk Sahibi Aileler Birliği’nin (CHFA) kurulmasının ardındaki sebeplerden biri, bu ailelerle ilgili resmi düzenleme eksikliğidir. Birlik yetkilileri, okulların daima çok meşgul olduklarını ve bazen ev sahibi aileleri araştırmak için vakit bulamadıklarını belirtiyorlar.
Birlik, aileleri inceleme, okullar adına öğrencileri yerleştirme ve okullarla aileler arasındaki ilişkileri idare etme işlerini bağımsız yürütüyor. Temel hedeflerden biri ulusal bir denetleme planı kurmak. Bu amaca yönelik olarak çalışmakla birlikte, henüz işin başında olduklarını belirtiyorlar.
Konaklamada Değişim
Pek çok ülkede aile yanında konaklama uygulamasından bir uzaklaşma söz konusu, fakat niçin, ve alternatifler neler?
Yıllarca dünya çapındaki dil öğrenim seyahatlerinin başlıca dayanağı olan aile yanında konaklama uygulaması zor zamanlar yaşıyor. Bir aile ile birlikte yaşamak dili kullanmak açısından belki en iyi yol, fakat pek çok öğrenci artık başka seçenek arıyor. Bu gelişim çizgisinin ardındaki sebepler acaba neler?
Mesela Tayvan’da yurtta kalma yönünde bir eğilim var, çünkü öğrenciler Tayvanlı bir aile ile birlikte ikamet etmeyi zor buluyorlar. Ev sahibi ailenin kural ve düzenlemelerine tabi olmak zorundasınız ve genç kuşak bunu yapmak istemiyor.
Öte yandan mesela İsveç’te 1960’lardan beri aile yaşamında kültürel bir değişim yaşandığı gözlemleniyor. İsveçli öğrenciler çok erken bir yaşta, 16 ila 18 arasında evlerini terk ettikleri için, dil öğrenmek üzere yeniden bir ailenin yanına gitmeyi rahatsız edici buluyorlar.
Bazı acenteler başka bir ülkenin kültürünü öğrenmek bakımından en iyi yol olarak hala aile yanı konaklamayı tavsiye ediyorlar. Fakat müşterilerin yüzde 80’den fazlası bağımsız ve kendi başlarına hareket ettikleri seçenekleri tercih ediyorlar. Acentelerin telkinlerinin etkisi büyük olmakla birlikte, müşterilere gerçekten uygun düşen alternatifleri gösterme sorumlulukları var.
Bu yüzden gelişim çizgisi, misafir kabul eden ailelere bir tepki olmaktan çok alternatiflerin pozitif bir tercihi olarak ortaya çıkmaktadır. Bazılarına göreyse bu, ailelerle yaşanan olumsuz tecrübelerin bir sonucu. Bazen de bu, öğrencilerin farklı bir kültürü veya ailenin davranışlarını kabul etmeye hazır olmamalarından kaynaklanır. Fakat bazı durumlarda da öğrencileri barındıran aileler kültürler arası ilişkilere kişisel bir ilgi duymaksızın bunu bir gelir konusu olarak görürler. Bu problemin yaygın biçimde yaşandığı ülkeler olarak bazıları İngiltere ile Malta’yı göstermektedirler.
Misafir kabul eden ailelerle ilgili düzenlemelerin eksikliği yakın zamanlarda gündeme getirilmişse de, İngiliz polisinin yaptığı bir araştırma sayesinde dünya çapındaki bir sorun ortaya çıkarılmıştır; yurtlarda kalmanın tercih edilmesi güvenliğe olan ilgiden çok gençliğin özgürlük arzusu ve esnekliğe olan çağdaş tüketici talebinden kaynaklanmaktadır. Pek çok anne-baba iyi denetlenen kolej ve kampus yurtları lehine misafir kabul eden ailelerden vazgeçmektedirler.
Öte yandan Dublin’de öğrencilere saldırılması gibi bu yıl (2000) yaşanan kötü şeyler İtalya’da gazete manşetlerine taşındı. Birçoklarına göre şayet olaylar Haziran’daki kayıt döneminde yaşansaydı olumsuz haberler mevsimi çok kötü etkileyebilirdi. Ama İngiliz polisinin yaptığı araştırma İtalya’da yankı bulmamıştır.
Öte yandan şayet Tayvan basını misafir kabul eden ailelerle ilgili güvenlik sorununu gündeme getirseydi, bunun acente ve okullar için bazı sonuçları kesinlikle olacaktı. Tayvanlı aileler özellikle de kızlar söz konusu olduğunda çok fazla koruyucu oldukları için birtakım sorunlar yaşanması kaçınılmaz.
Kimi ülkelerde bazı taciz olayları yaşanmıyor da değil. Bu açıdan genellikle en iyisi ABD’li aileler. Bunların birçoğu hiç ödeme kabul etmeyen dindar aileler. Fakat acenteler İngiliz ailelerin kalitesi hakkında bazı kaygılar taşıyorlar. Çünkü öğrenim onlara göre sadece bir ticari girişim olarak görülmemelidir.
Şayet misafir kabul eden aileler dil öğrenme amaçlı seyahatlerin en popüler konaklama tipi olma durumlarını sürdürmek istiyorlarsa, konuya yaklaşımlarını gözden geçirmek zorundalar.
Pek çok okul hala önce sınıflarını doldurma, sonra da misafir kabul eden ailelerin kalitesi hakkında düşünmeye başlama eğilimi içinde. Onların, konaklamanın eşit ölçüde önemli olduğunun bilincine varmaya ihtiyaçları var.
Geleceğe doğru
Dil öğrenimi seyahatlerinde yurtlarda kalmaya yönelik talep büyüyor gibi görünmektedir. Bugünün genç gezginleri aile yaşamının gerçek -veya hissedilen- sınırlamaları altına girmek istemiyorlar. Aynı zamanda, uluslararası seyahat, diğer kültür ve gelenekler hakkında daha fazla tecrübeleri var.
Bu gençler gidecekleri yer hakkında ne kadar çok şey biliyorlarsa, bağımsız olma yönünde o kadar atılgan oluyorlar.
Ulusal pazarlar değişik olgunluk aşamalarında bulunurken, bütün bir pazar daha fazla seçim ve daha iyi standartlar sayesinde daha yüksek hizmet kalitesine doğru mesafe alıyor görünmektedir. Öğrenciler kadar idareciler de kaliteli konaklama arıyorlar. İspanya ve İtalya’da olduğu gibi pek çok pazarda konaklama imkanları hem nicelik hem de nitelik olarak arttığından, insanlar dil merkezlerinin konaklama önerilerini analiz etmek için daha fazla zaman ayırmaktadırlar.
Gelecekte dil merkezleri daha iyi seçenekler sunacak ve konaklama konusunda daha fazla ayrıntı arz edecekler, fakat yeni konaklama biçimleri konusunda bir gelişme yok.
Birçok dil okulu yetkilisi, yabancı öğrenciler için yeni konaklama tiplerinin icat edilmesinin mümkün olmadığını düşünüyor. Bununla birlikte değişik konaklama tipleri sunan dil okullarının onları daha iyi denetlemeleri ve daha yüksek seviyede bir kaliteye çıkarmaları gerekir.
Bazılarına göre, otel hizmetleri kalitesinde ve üstün nitelikte hizmet sunan konaklama yerleri kurulmalı: Her odaya TV, arama ve aranma için telefon, her odada veya siberkafede serbest internet erişimi, her öğrenci için bir e-mail adresi, çamaşır ve ütü hizmeti, araba kiralama hizmeti vs.
Öğrencilerin bu tür hizmetler için ödeme yapmaya hazır olup olmayacakları hala gözden geçirilmeyi bekliyor. Bazılarına göre fiyat gelecekteki gelişmeleri sekteye uğratabilir. Mesela İtalyanlar aile yanında konaklama dışında bir seçeneği daima aramışlardır. Şayet yapabilselerdi hepsi bir yurt tipi konaklama yerine giderlerdi, fakat aile yanı konaklama en ucuz seçenek. Pek çok İtalyan yemek çeşitlerinden şikayetçi olduğu için, başka seçenekler hareket serbestisi getirebilirdi.
Leave a Review